Birkaç yıl önce yaşadığım bir olayda, çocukluk arkadaşım bana “Ben artık iyi gün dostuyum,” demişti. O an gülerek “Ulen, iyi gün dostu mu olunur?” diye çıkışmıştım sadece. Zihnimde bu söz, o zaman pek yer etmemişti. Ama zaman geçtikçe anladım: İnsan gerçekten de sevinçlerini paylaşacak, mutluluğuna yürekten sevinecek birini arıyor.Zor zamanlarda yanında olan dost elbette kıymetli; yarana merhem olan, yükünü hafifleten insanlar hayatın en değerli parçaları. Ama iyi gününde seni kıskanmadan, hesap yapmadan, kendi mutluluğu gibi sevinecek, seni yüceltecek insanlar… İşte onlar, başka bir yere koyuluyor.
Belki de asıl dostluk, kötü gününde yanında olmanın ötesinde, iyi gününde senin ışığının parlamasına izin vermek, hatta o ışığın altında birlikte ısınabilmek. Çünkü bazı insanlar, başkalarının sevincini kendine tehdit olarak görür. Oysa gerçek dost, sen mutlu olunca daha da güçlenir.
Hayatın seçimleri arasında, kimlerle güleceğini seçmek; kimlerle sevincini paylaşacağını bilmek, belki de en kritik karar. Kısacası, bence iyi bir yaşamın olmazsa olmazlarından biri; herhangi bir olay karşısında mum alevi gibi sönmeyen, tersine senin sevincini kendi kazanımı gibi gören ve bununla içtenlikle gururlanan insanları hayatına dahil edebilmektir. Ya sizce?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder