şansını mı denemek istiyorsun? öyleyse, rastgele bir yazıyı okumaya ne dersin?

İçi boşaltılan kavramlar ve bu kavramlar üzerine yaşamaya mecbur bırakılan insanlar haline geldik.Yaşama değer katan ne varsa neyi değerli görüyorsak ya mızrak ucu gibi sivriltiliyor ya da bir balon gibi şişirilip içi tamamen boşaltılıyor.Sonuçta ya canımız acıyor, ya da elimizde hiçbir şey kalmıyor.

Toplumdaki erozyon, ayrışma, adaletsizlik duygusu bir anda oluşmuyor elbette.En ufak vicdani duygudan yoksun, zombi gibi insanlar yetişiyor. Trafikte önüne kırıyor, sırada araya kaynıyor, başkasının emeğini çalıyor, usulsüzlük yapıyor, şiddeti en doğal çözüm sanıyor, öldürüyor, yaralıyor… Ama buna rağmen “en ahlaklı benim” diyor. Ve ne yazık ki bu toplum, o insanlara kahraman gibi davranıyor. Ailesinde ilk tokadı yemesi gereken bireyler, aileleri tarafından el üstünde tutuluyor.Sonra da adaletin tecelli etmesini bekliyoruz bir "Disney masalı" izler gibi.

Ama olmuyor. Çünkü bu çürüme, toplumun her katmanına işlemiş durumda.

Tüm bu değerlerin, ülkenin havası gibi yavaş yavaş değişmesini görmek hem acı hem de ürkütücü.

Bugün aslında Cumhuriyet Bayramı üzerine yazmak istiyordum.Eski neşesiyle kutlanamayan bir Cumhuriyet Bayramını…

Bu gidişatın üzerine düşündükçe aklıma şu geliyor:

Savaşı kaybetsek, bu topraklar işgal altında olsa, sanırım bugün yaşadıklarımızın aynısını yaşardık.Sömürgeleştirilen bir ülkede halkın dini, dili, onuru çiğnenirdi.Adaletsizlik, hor görme, ahlaksızlık yükselirdi. Bütün kültürel değerlerimiz yerle bir olurdu. Ve ironik biçimde, bugün olanlar da bundan çok farklı değil.

Bir dönem, bazı topluluklar Cumhuriyet’in kazanımlarını arkalarına alarak zulmetti.Sonra başkaları geldi, aynı Cumhuriyet değerlerinin içinden geçerek yine zulmetti.

Patagonya işte böyle bir yer. :_))

Ama iyi ki Türkiye’de yaşıyoruz! :_) Ve iyi ki sonsuza dek sürecek bir Cumhuriyetimiz var.

Genç Cumhuriyetimizin 102. yılı kutlu olsun!!!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
Ziptime