şansını mı denemek istiyorsun? öyleyse, rastgele bir yazıyı okumaya ne dersin?

Zamanın herkes için aynı şekilde aktığını söyleyebilir miyiz?   "Takvim düzeni herkes için aynı olsa da, zaman herkesin içinde başka ilerler" kimin söylediğini bilmiyorum ama bu söze fazlasıyla katılıyorum. Yaşadığımız her şey, hayatın akışında bizi bambaşka birine dönüştürüyor. Acılarımız, sevinçlerimiz, kayıplarımız, kazançlarımız… Derken zamanın içinde yoğruluyor, değişiyoruz. Ama bazen de zaman, sanki hepimize farklı oyunlar oynuyor; aynı an içinde birileri kahkahalar atarken, bir başkası derin bir sessizliğe gömülebiliyor.  "Olmaz" dediğimiz şeyler oluyor, "Yapmam" dediğimiz şeyleri yaparken buluyoruz kendimizi. Bir an neşeyle dolarken, bir başka an içimize oturan bir taş gibi hissizleşiyoruz. En acısı da ne biliyor musunuz? İçimizde yaşadıklarımızı bizden başka kimse bilmiyor. Yüzümüzde bir maske, hayatın içinde dolaşıyoruz. Peki, tepkisizleşmek bir savunma mekanizması mı, yoksa insanın içten içe çürümesi mi?  

Zaman, sadece bizi değiştirmekle kalmıyor; insanlara olan güvenimizi de şekillendiriyor. Bir zamanlar her uzatılan eli tutarken, gün geliyor kimseye yaklaşmak istemiyoruz. İnsanların çıkarları uğruna yapamayacakları şey olmadığını gördükçe, içimizde bir şeyler eksiliyor. Yalanlar, riyakârlıklar, zarar vermekten çekinmeyen bencil tavırlar… Ve fark ediyorsun ki, ilişkilerin çoğu bir çıkar çemberinin etrafında dönüyor. Ama asıl korkutan, insanın zamanla buna alışması, hatta kendini de o çemberin bir parçası olarak bulması.  

Kendi içine dönüp, "Ben nasıl güvendim bu insana?" diye düşündüğün anlar vardır ya, işte o an insan kendine en çok acıyor. Ama zaman içinde anlıyorsun ki, saf kötülüğün farklı yüzlerini görmek, bir döngü gibi hiç durmadan devam ediyor. O yüzden kendine acımaktansa yalnızlığı seçiyorsun. Yalnızlık ilk bakışta bir tutarsızlık gibi görünse de aslında en büyük özgürlük. Çünkü başkalarının kulağına fısıldadığı her yalan, her kandırmaca, insanın ruhuna daha büyük bir yük bırakıyor. İşte tam da bu yüzden, yalnızlığın acısını göğüslemek, ihanetin ağırlığını taşımaktan daha kolay geliyor.  

Belki de zamanın oyunlarına karşı en büyük direnç, kendini tanımak ve gerçekten neye ihtiyacın olduğunu keşfetmekten geçiyor… 




Hiç yorum yok:

 
Ziptime