şansını mı denemek istiyorsun? öyleyse, rastgele bir yazıyı okumaya ne dersin?

Mutlaka İzleyin-The Platform


Yönetmen Galder Gaztelu-Urrutia'nın ilk uzun metrajlı filmi The platform, konusu itibariyle oldukça ilgi çekici Netflix imzalı bir film. Özellikle filmi izledikten sonra yorumlara baktığımda yeni bakış açıları ve karakterlelerle alakalı farklı bilgiler filmi daha ilgi çekici hale getirdi benim için. Filmin konusunu gelince. Film, dikey bir şekilde tasarlanan 333 katlı 666 mahkumun bulunduğu El Hoyo" Delik" isimli bir hapishane de geçiyor. Hristiyanlık dinince bu sayılar şeytana atfedilirmiş. Yanı şeytanın evi olarak adlandırabiliriz bu hapishaneyi. Tüm katların ortasında koca bir  delik bulunuyor. Bu delikten her gün düzenli olarak özel aşçılar tarafından hazırlanmış yemekler, yukarıdan aşağıya iniyor. Bu duruma ilk katlarda bulunanlar ziyafet çekerken alt katlardakiler  açlıkla mücadele ediyor. Kahramanımız Goreng kendi isteğiyle bu sistemin içine giriyor. Film de kanlı ve rahatsız edici sahneler bolca var.  O yüzden izlerken çocukların olmamasına dikkat edin.
Bundan sonrası spoiler içerir. Filmi izledikten sonra okuyun lütfen:_)

Filmi izledikten sonra benim ilk izlenimim, kapitalist düzenin, insanların adaletsizliğinin ve empati eksikliği gibi  sosyal olgunların başarı ile anlatıldığıydı.  Ama daha sonra farklı bir çok yaklaşım olduğunu, film incelemelerinde okuma şansım oldu.Yani film için onlarca metafor aklınıza gelebilir. Devletlerin yönetimi, patron düzeni, zengin-fakir yaşamları gibi. 

Yorumları okudukça  özellikle ilahi sisteme vurgu yapan bir yaklaşımın filmin konusu ile örtüştüğünü düşünmeye başladım. Hristiyanlık ve incil den bir çok motif ile bezenmiş temsiller ve replikler bulunmakta.
Filmin başında en üstte bütün yemekleri denetleyen aşçı, yaratıcıyı temsil ediyor. Diğer açık yemek hazırlayan hizmetkarlar ise  melekleri temsil ediyor.  Yaratıcı verdiği yemeklerin kulları tarafından paylaşılmasını istiyor. İlk katlarda bulunan İnsanlar açgözlülükleri sebebiyle tüm yemekleri yemeye çalışıyorlar. Daha sonra alt katlara düşme ihtimalleri olmalarına rağmen! 
Filmde aşçı bir tatlının içinde kıl buluyor ve sonra hizmetkarı azarlıyor. Tatlı imanı temsil ediyor. Ve imanda leke olmaması gerekiyor gerçek inanç için. 
Goreng Hz. isayı temsil ediyor. Hatırlarsanız içeri kitapla giren tek kişi. Elinde ki kitapta incil(eski ahit).Trimagasi ise şeytanın ta kendisi. Elindeki bıçak için insanları günaha soktukça bileniyor. 
Tekerlekli sandalyede bulunan kişi Musa ve mesaj olarak tatlının iletilmesini öneriyor. Daha sonrasında bu tatlı en masum ve temiz olan çocuğa veriliyor. Tatlıyı alan çocuk hızla en üst kata doğru yükseliyor. Burda da en üst katın cennet olduğu betimlemesi var.
Filmin sonunda hepimiz aynı delikte olduğumuzu ve filmin aslında gerçek dünya ile birebir kesitler sonduğunu fark ediyorsunuz. Final biraz daha iyi olabilir miydi ? Belki... Ama 1.5 saat harcamaya değer bir filmdi kesinlikle.

Daha detaylı yorum için bu entryi de okuyabilirsiniz.

Sağlıcakla kalın...





Hiç yorum yok:

 
Ziptime