Koca bir yaz, yaz gibi yaşanamadan heba oldu gitti. Ömrün yapraklarına yeni bir yaz yazar mı yaradan bilinmez. Bende yaz bitmeden bir şeyler yazayım istiyordum. Ama o kadar iç daraltıcı işler döndü ki memlekette tam anlamıyla ayrımın dibine vurduk. O yüzden içimden gelmedi hiç bir şey yazmak. Gelen mesajlar da Ülkedeki olaylar hakkında ne düşünüyorsun? Öldün mü? diye yazan arkadaşlara sıcağı sıcağına bir şeyler yazarak yanlış cümlelerle kendimi ifade etmek istemedim.
Uzun uzun gelişen olaylara, taraflara, vicdanlara, ahlak normlarına, dini konulara girmeyeceğim. Her inançtan, cinsiyetten,takımdan vb. nitelikteki seçimlere saygım var. Toplumsal olarakta bu saygıyı her bireyin bir başkasına göstermesi gerektiğini düşünüyorum. Her canı isteyenin isteyeceği şeyi yapamayacağı bir özgürlük anlayışını benimsiyorum, her bireyin birey olma haklarının sonuna kadar savunması gerektiğini, ama bunun başkalarına hakaret ederek, aşağılayarak, başkalarının özgürlüklerini kısıtlayarak, rahatsız ederek olmayacağı kanatindeyim.
Toplumun derin bir ayrılık rüzgarı ile sarsılması sonucu doğruların bile sırf yandaşlık ve tarafcılık yüzünden doğru olmaktan çıktığı, her gücün kendi yalakalarını ve saptırılmış yalan haberlerini yarattığını bu süreçte bolca şahit olduk. Bu da formadaki renge tahmül edemeyip adam öldüren toplumumuz için beklenen ayrışmayı beraberinde getirdi. Ve hep birlikte at gözlüklerini takı verdik.
Daha üzücüsü insan hayatı üzerine olan eylemler. Taraf gömleğini üzerine giyen kişiler, insanın en büyük hakkı olan yaşama hakkının insanlardan alınmasına çanak tutup, şiddetin tam ortasın da olabiliyor. Bugün dünyanın neresinde olursa olsun, bir insanın haksız olarak öldürülmesi veya şiddet görmesi ortak insan vicdanını incitmelidir, sızlatmalıdır. Vay efendim zamanın da siz bize böyle yapmıştınız, vay efendim geçen gün sizde böyle yaptınız gibi çocukların bile kullanmayacağı cümlelerle
konuya girizgah yapanlara sesleniyorum YEMEZLER! Kişisel olarak memlektim de ölenler içinde Mısır da, Suriye de ölenler içinde üzüntü duyuyorum. Hiçbir asil düşüncenin de bunun üstünde olmadığı görüşündeyim.
Son olayların başka bir göstergesi de gücü eline alanın lord of the rings oynama tutkusu. Mevcut iktidardan önce muhafazakar çevrenin çektiği sıkıntıları burda tekrardan anlatma ihtiyacı duymuyorum. O zaman mazlum olan ve sindirilen insanların bugün iktidarı ele geçirdiklerin de aynısını farklı düşünen insanlara yapmaya çalışması akıl alır gibi değil! İçimden vay anasını diyorum! Gönül istiyor ki mağduriyetler gidirilerek tüm toplum için ortak bir adalet duygusu yaratılsın. Ama mevcut taraftarlık politikalar gereği herkes bir başkasının fikrine tu kaka diyor.Bu durumda ortak nokta olarak yüzdeki siyah noktalar kalıyor.
Diğer ve en önemli sorun ise toplumda hangi tarafa sorarsanız sorun adalete olan inancın kaybedilmesi. Çünkü adeleti sağlayacak devlet ama devletin tarafı var. Normalde olması gerekenin devletin tüm kurumların tüm bireylere eşit mesafede olması gerektiği konusunda kimse farklı düşünmez sanırım. Tabi bu söylediğim şimdilik bir hayal! Bu durum bugüne mi özel tabiki değil, dünyanın var oluşundan beri süre gelen bir arayış bu. Umarım adalet terazisi ile kendi çıkarları için oynayanların kı*ına terazi kantarı ile birlikte kaçar.
İnsan yazdıkca insan yüreğini inciten ne kadar konu varmış diye düşünmeden edemiyor.Ama daha fazla uzatmak istemedim.Ülke gündemini takip etmekten yorulmuş bir bünye, küçücük insanların büyük ön yargılarıyla ve çok bilmişlikleri ile uğraşan bir kafa daha fazlasına kudreti yetmezdi elbet. Bir ara tamamiyle yaktım sandım ama çok şükür onarım modu varmışta kendimize bir nebze geldik.
Kalplerimizdeki nefreti bir kenara bırakıp güzel ve adaletli günler görmemiz dileğiyle...
Ulusa Sesleniş
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder