Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşümüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk anlı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi..."
Dizeleri ile büyük şair Mehmet Akif Ersoy "Çanakkale şehitlerine" adlı, eşsiz eserinde Çanakkale şehitlerinin erişilmez cesaretinden, imanından ve vatan sevgisinden bahsediyor. Şiiri öğrendiğim günden bu yana sanki Çanakkale ruhu bundan daha güzel dizelere dökülemezdi gibi geliyor. Her okuduğumda bir tuhaf hüzün kaplıyor içimi. Yaşananlara, fedakarlıklara, genceçik canlara, kınalı mehmetlere ve sayısız yetim, dul kadının, ananın hüznü çüküyor birden.Bugünleri anlamak için biraz o günlere bakmak gerekiyor sanırım.
Bugün Çanakkale savaşlarının 98. yıl dönümünü anarken. Ne kadar anlayabildik bu yaşananları? Tarihimizin bu en büyük destanlarından birine ne kadar sahip çıktık orası biraz şüpheli. Hani geri kalan kısmınıda çok umursadığımız yok ya her neyse.
Bugün televizyonlar dizilere harcadıkları milyonlardan artan paranın bir kısmıyla Çanakkale Belgeseli çekmiş 57.Alayı insanlarımıza anlatmış, renkli basınımız boy boy çanakkale destanından bahseder olmuş, insanlar sırf iktidara geçirmek için Çanakkale şehitlerini kullanmamış, demek isterdim ama malesef hiç biri olmadı.
Daha önceki yazılarımda da bahsettiğim gibi bazı olayları insanın aklı almıyor bazen. Dakikalar sonra şehit düşeceğini bilerek, insanın kendi cenaze namazını kılması nasıl bir vatan sevgisi, nasıl bir imanın kuvvetidir anlamak çok güç bulunduğumuz çağda, sahip olduğumuz vicdanlarda.Lafı çok uzatmadan Çanakkale savaşlarından bir anektod ile sizleri başbaşa bırakayım.
"Kirte muharebeleri sırasında bölükler arka siperlerde hücum sıralarını beklemektedirler. Ön siperlerdekiler ileri fırlamış boğuşuyorlar. Yüzbaşı hucum için emir bekliyor. Bütün asker süngü takmış siperden fırlamak için hazır. Sinirler gergin !
Bütün dudaklar kıpır kıpır dualar okuyor, kelime-i şehadet getiriyor. Süre uzuyor. Yüzbaşı erlere sesleniyor... "Yavrularım... Aslanlarım... Biraz sonra Cenab-ı Rabb'ül Alem'in huzuruna varacağız. Abdestsiz gitmeyelim... Haydi ! Tüfeklerimizin kabzalarına ellerimizi sürüp, hep beraber teyemmüm edelim..."
Teyemmüm edilir... Bekleme devam etmektedir. Biraz sonra Yüzbaşı; " Çocuklarım... Sanıyorum biraz daha bekleyeceğiz... Önümüzde biraz daha zaman var. ileride arkadaşlarımız şehit oluyor. Hem onlar için, hem de vakit varken, kendi cenaze namazımızı kendimiz kılalım..."
" Kabe Karşımızda... "
Arkadan Of'lu Ali çavuş bağırır. " er kişi niyetine... "
O gün yapılan hücumda, kendi cenaze namazını kılan pek az kişi sağ kalabilmişti.
''Onlar Allah'a verdiği sözü tuttular..'' "
Umarım tarihimize en azından okuyarak sahip çıkarız...Sevgiyle kalın...
Bugün Çanakkale savaşlarının 98. yıl dönümünü anarken. Ne kadar anlayabildik bu yaşananları? Tarihimizin bu en büyük destanlarından birine ne kadar sahip çıktık orası biraz şüpheli. Hani geri kalan kısmınıda çok umursadığımız yok ya her neyse.
Bugün televizyonlar dizilere harcadıkları milyonlardan artan paranın bir kısmıyla Çanakkale Belgeseli çekmiş 57.Alayı insanlarımıza anlatmış, renkli basınımız boy boy çanakkale destanından bahseder olmuş, insanlar sırf iktidara geçirmek için Çanakkale şehitlerini kullanmamış, demek isterdim ama malesef hiç biri olmadı.
Daha önceki yazılarımda da bahsettiğim gibi bazı olayları insanın aklı almıyor bazen. Dakikalar sonra şehit düşeceğini bilerek, insanın kendi cenaze namazını kılması nasıl bir vatan sevgisi, nasıl bir imanın kuvvetidir anlamak çok güç bulunduğumuz çağda, sahip olduğumuz vicdanlarda.Lafı çok uzatmadan Çanakkale savaşlarından bir anektod ile sizleri başbaşa bırakayım.
"Kirte muharebeleri sırasında bölükler arka siperlerde hücum sıralarını beklemektedirler. Ön siperlerdekiler ileri fırlamış boğuşuyorlar. Yüzbaşı hucum için emir bekliyor. Bütün asker süngü takmış siperden fırlamak için hazır. Sinirler gergin !
Bütün dudaklar kıpır kıpır dualar okuyor, kelime-i şehadet getiriyor. Süre uzuyor. Yüzbaşı erlere sesleniyor... "Yavrularım... Aslanlarım... Biraz sonra Cenab-ı Rabb'ül Alem'in huzuruna varacağız. Abdestsiz gitmeyelim... Haydi ! Tüfeklerimizin kabzalarına ellerimizi sürüp, hep beraber teyemmüm edelim..."
Teyemmüm edilir... Bekleme devam etmektedir. Biraz sonra Yüzbaşı; " Çocuklarım... Sanıyorum biraz daha bekleyeceğiz... Önümüzde biraz daha zaman var. ileride arkadaşlarımız şehit oluyor. Hem onlar için, hem de vakit varken, kendi cenaze namazımızı kendimiz kılalım..."
" Kabe Karşımızda... "
Arkadan Of'lu Ali çavuş bağırır. " er kişi niyetine... "
O gün yapılan hücumda, kendi cenaze namazını kılan pek az kişi sağ kalabilmişti.
''Onlar Allah'a verdiği sözü tuttular..'' "
Umarım tarihimize en azından okuyarak sahip çıkarız...Sevgiyle kalın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder